Metin Erksan’in Aci Hayat (1962) Filminden Uyarlanan Aci Hayat Dizisine Iliskin Bir Betimsel Analiz | Author : Aysegül Çilingir | Abstract | Full Text | Abstract :Sinema, ilk gösterimi yapildigindan beri kitleler tarafindan sevilen, takip edilen, sanat, egitim, eglence, bilgi edinme, propaganda vb. birçok amaçla bu kitleleri pesinden sürükleyen bir sanattir. Sinema, görsel- isitsel avantajlari, onun seyircisinin hayal dünyasina girmesine, farkli konulari, kültürleri tanitmasina olanak saglamaktadir. Bu noktada görsel-isitsel teknoloji kullanildigi bir baska kitle iletisim araci ise televizyondur. Televizyonun ortaya çikisi ve yayginlasmasi sinemayi hem olumlu hem de olumsuz yönlerde etkilese de aralarinda bir bag kurulmasina da olanak saglamaktadir. Çalismada, bu bag Aci Hayat filmi ve ayni adla yayinlana televizyon dizisi üzerinden incelenerek, temelde ayni öyküye dayanan bu iki farkli yapinin nasil sekillendirildigi sorusunun cevabi aranmaya çalisilmistir. Sinema filmi ve televizyon dizi yapilarinin ayni/ benzer öykülerde bile nasil degisiklik gösterdiginin ortaya konulmasi çalismanin amacini olustururken Aci Hayat (1962) ve Aci Hayat televizyon dizisinin (2005) örneklem olarak seçilmesi çalismanin sinirliligini olusturmaktadir. Çalismada nitel bir analiz yöntemi olan betimsel analiz kullanilarak belirlenen 8 tema üzerinden çalismanin amacina yönelik bir arastirma yapilmistir. Aci Hayat filminin ayni adli televizyon dizisine uyarlanirken öyküsünün temelde korunsa da iki yapinin farkliligindan dolayi televizyon dizisinde mekan, karakter ve olay unsurlarina eklemeler yapildigi tespit edilmistir.
|
| Pandemi Döneminde Dijital Saglik Iletisimi: T.C. Saglik Bakanligi COVID-19 Kamu Spotlari Üzerine Stratejik Bir Inceleme | Author : Emre Meriç | Abstract | Full Text | Abstract :Saglik iletisimi, bireylerin saglik tehditlerine karsi bilinçlenmesini saglamak, tutum ve davranis degisikliklerini tesvik etmek amaciyla yürütülen stratejik bir iletisim sürecidir. Kamu spotlari ise saglik iletisiminde toplumun genis kesimlerine ulasabilmek için siklikla kullanilan etkili araçlardir. Özellikle kriz dönemlerinde, kamu spotlari halk sagligini koruma ve farkindalik yaratma hedefleri dogrultusunda kritik bir rol üstlenmektedir. Bu çalisma, Türkiye Cumhuriyeti Saglik Bakanligi tarafindan COVID-19 pandemisi döneminde yayinlanan kamu spotlarini saglik iletisimi perspektifinden incelemeyi amaçlamaktadir. Arastirma kapsaminda, Saglik Bakanligi’nin COVID-19 Bilgilendirme Platformu’ndaki sinirli kamu spotlari yerine YouTube platformunda “Pandemi Kamu Spotlari” basligi altinda yayinlanan 173 video incelenmistir. Çalismada hem nicel hem de nitel yaklasimlari içeren içerik analizi yöntemi kullanilmis, kamu spotlari tür, tema, hedef kitle, sözcü kullanimi, mesaj çekicilikleri ve çerçeveleri gibi kategoriler üzerinden sistematik olarak degerlendirilmistir. Bulgular, kamu spotlarinin büyük ölçüde bireysel sorumluluk temelli mesajlara odaklandigini, maske kullanimi, sosyal mesafe ve hijyen gibi koruyucu davranislara yönelik mesajlar sundugunu göstermistir. Kamu spotlarinda animasyonlar, saglik çalisanlari ve ünlüler sözcü olarak tercih edilmis, rasyonel çekicilikler ve pozitif mesaj çerçeveleri öne çikmistir. Mesajlarin genis bir kitleye hitap etmesi amaciyla sade ve anlasilir bir dil kullanildigi gözlemlenmistir.
|
| Medya Çevre Afetlerini Nasil Isliyor: Orman Yanginlari Üzerine Bir Inceleme | Author : Emrah Budak & Enes Baloglu | Abstract | Full Text | Abstract :Çevre krizi ve ön plandaki iklim krizi günümüz ve gelecegin temel tartisma konulari arasinda yer almaktadir. Bu noktada medyanin, çevre krizi ve iklim krizinin ortasinda, sürdürülebilir uygulamalari ve politikalari desteklemek adina kamuoyunda farkindalik yaratmasina ihtiyaç vardir. Çünkü çevre sorunlari dünya genelinde artmakta ve medyaya, çevre sorunlarina dikkat çekerek kamusal tartismayi baslatmada önemli bir rol biçilmektedir. Dolayisiyla çevre konularinin haber içerigi yoluyla daha genis kitlelere ulasmasi için büyük bir potansiyel vardir. Bu çalismada orman yanginlari ile ilgili haberlerin medyada nasil sunuldugunun içerik analizi yöntemi ile ortaya çikarilmasi amaçlanmaktadir. Arastirma sonucunda elde edilen veriler degerlendirildiginde medyanin orman yanginlarini yalnizca yangin meydana geldiginde gündemine aldigi bir “sicak haber” degeri atfettigi görülmektedir. Haber metinlerinde orman yanginlarini önleme, etkilerinin minimize edilmesi konusunda önemli bir ölçüt olan çözüm önerisi ve risk unsurlarina da oldukça düsük bir oranda deginildigi tespit edilmektedir. Arastirma sonuçlari medyanin orman yanginlarina genelde bilim haberciligi özelde çevre haberciliginin gerektirdigi nitelikli bir gözle bakamadigini ortaya koymaktadir.
|
| Dijital Kapitalizm ve Dijital Hikâye Anlaticiligi: Türkiye’de YouTube Siyaset Videolari Üzerine Bir Analiz | Author : Buket Efe & Asiye Ata | Abstract | Full Text | Abstract :Sosyal medya uygulamalari içinde en çok kullanilan video paylasim sitelerinden biri olan YouTube, siyasi partilerin özellikle seçim dönemlerinde seçmeni ve hedef kitleyi etkilemek için kullandiklari bir siyasal iletisim aracidir. Nitel arastirma yöntemlerinden biri olan doküman analizinin kullanildigi bu çalismada, amaçsal örnekleme olarak seçilen AK Parti’nin resmi YouTube sayfasinda son bir yil içerisinde yayinladigi 227 video incelenmistir. Bu videolarin çalismada geçen dijital kapitalizm ve dijital hikâye anlatimi tanimina uymasi, izlenme oranindaki artis, videolara yapilan yorumlar, begeni sayisi, begenilmeme sayisi, videonun yayin süresi, ismi, yayinlanan video içeriklerinin bir amaca yönelik olarak yayinlanmasi için seçmek tercih sebebi olmustur. Veri toplama araci olarak yari yapilandirilmis gözlem formu kullanilmis ve çalismanin amacina uygun olarak dijital hikâye anlaticiligi kapsaminda seçilen 18 video, bu forma göre incelenmistir. Form; video konulari, videonun teknik analizi, videonun içeriksel analizi olarak her birinin altinda ilgili maddeler olarak ayri ayri kategorilendirilmistir. Formdaki basliklarin altinda verilen 39 maddeye göre videolar incelenmis ve çikan sonuçlara göre yorumlanmistir. Yapilan incelemeler sonucunda her bir videoda dijital kapitalizm ögelerinin belirgin bir sekilde yer aldigi görülmüstür.
|
| Osmanli Basininin Gelisim Sürecinde Sansür ve Baski Politikalari (1828–1876) | Author : Ergin Sari | Abstract | Full Text | Abstract :Bu çalisma, Osmanli Imparatorlugu’nda 1828-1876 yillari arasinda basinin gelisimini ve siyasi iktidarla iliskisini kapsamli bir sekilde ele almaktadir. Türk gazeteciliginin ilk dönemi olarak nitelenen bu zaman diliminde hem devlet destekli resmî gazetelerin hem de özel tesebbüslerle kurulan ilk gazetelerin ortaya çiktigi görülmektedir. Takvim-i Vekayi ve Ceride-i Havadis gibi gazeteler, dönemin reform hareketlerine destek verirken, elestirel bir çizgiden uzak, devletin propaganda araçlari olarak islev görmüstür. Bununla birlikte, 1860 yilinda yayimlanmaya baslayan Tercüman-i Ahval, sade dili ve elestirel yaklasimiyla Osmanli basin tarihinde bir dönüm noktasi olmus, bireysel haklar ve ifade özgürlügü gibi kavramlari tartismaya açmistir. Ancak bu dönemde basin, siki sansür ve denetim politikalarina tabi tutulmus; 1858 Ceza Kanunu, 1864 Matbuat Nizamnamesi ve 1867 Âli Kararname gibi yasal düzenlemelerle basin faaliyetleri ciddi sekilde sinirlandirilmistir. Çalisma, bu süreçte Osmanli basininin, iktidarin kontrol araci olarak nasil konumlandigini ve bu kontrolün gazetecilik faaliyetleri üzerindeki etkilerini degerlendirmektedir.
|
| L. Löwenthal ve T. W. Adorno’da Otoriteryan Iletisim ve Ajitasyon: Aldatmanin, Kiskirtmanin ve Dislamanin Retorigi | Author : Feride Güner | Abstract | Full Text | Abstract :Otoriter, popülist, irrasyonel hareket ve ideolojilerin iç içe geçtigi, birbirine dolayimlandigi güncel momentte güçlü bir devlet söylemi, yabanci düsmanligi, otoriter popülist iletisim biçimleri ve demagoglarin yükselisi gibi gerileme semptomlari, ulusal ve küresel düzlemde yükselistedir. Bu çalismada söz konusu politik örüntü ve dinamiklerin anlasilmasinda Elestirel Teori’nin öne sürdügü hangi kavramsal ve analitik araçlarin isler hale getirilebilecegi sorusturulmaktadir. Bu dogrultuda sözü edilen hareketlerin hem dünya genelinde hem de Türkiye’de meydana getirdikleri kimi görünümleri ortaya koymada ve anlamada Elestirel Teori’nin hangi önerme ve kavramlarinin ne derece faydali olabilecegine dair kavramsal ve analitik bir degerlendirme çerçevesi kurmak amaçlanmaktadir. Bu amaçla çalisma odagina Frankfurt Okulu düsünürlerinden L. Löwental & Guterman ve T. Adorno’nun otoriter ajitasyona yönelik ampirik, kavramsal ve psikanalitik çözümlemelerini almaktadir. Çalismada medya ve iletisim çalismalari açisindan günümüzde de açiklayicilik gücünü koruyan sag ajitasyonun söylemsel stratejilerini, analitik ve kavramsal olarak dört belirgin tema ve özellik etrafinda merkeze almanin, günümüzdeki küresel ve yerel düzlemde cereyan eden otoriteryan siyasal iletisim biçimlerini desifre etmede kilit önemde olabilecegi vurgulanmaktadir. Bu kategoriler ajitasyonel ikna, üslup ve iletisim; sikâyet ve kiskirtma; dislayici zihniyet; komplo söylemi ve antientelektüalizm seklinde yapilandirilmistir. Söz konusu düsünürler otoriter popülist retorik ve ikna biçimlerinin saldirgan repertuarini, standartlastirilmis temalarini açiga çikarmanin yaninda günümüz için anlamli olan su sorulara cevap sunar: Otoriter popülist liderler retoriklerini nasil kurar, takipçilerine nasil seslenir? Kizginlik, korku ve öfke duygularini nasil kiskirtir? Gerçekligi nasil egip büker?
|
| Kisilerarasi Iletisimde Ask Ile Var Olmak, Var Saymak | Author : Isil Horzum | Abstract | Full Text | Abstract :Insanlik tarihi boyunca din, felsefe ve sanatin meselesi olan ask konusu, bilimin gelisimi ile tip, ruhbilim ve iletisim bilimlerinin ilgi alanina girmistir. Toplumsal kabullerin tetikledigi veya kisinin hayata dair anlam arayisinin güdüledigi, belki de yalnizca üreme içgüdüsüyle girilen bu duygu, taraflarin birbirine zarar vermesine kadar götüren sonuçlar dogurabilmektedir. Bu çalismada, hos hislerle ve büyük vaatlerle baslayan ask iliskisinin ilerleyen safhalarinda eslerin birbirine psikolojik ve fiziksel siddet uygulamasinin altinda yatan kök nedenleri anlamak için Varolusçu Felsefeden bir bakis ve Varolusçu Psikoloji zemininde bir tartisma ile önermeler olusturulmak istenmistir. Filozoflarin ve psikologlarin ortak savi, askin, genellikle gerçeklere kör yogun bir duygu yanilsamasi oldugu yönündedir. Bu çerçevede bir ask iletisimi sürecinin saglikli ilerleyebilmesi için kaynak (âsik), iletisini (sevgi mesajlari) olusturmadan önce hedefin (âsik olunan) özelliklerini bilmeli ve dikkate almalidir. Varolusçu bakis, insanin varlik gelisimini engellemeyecek sekilde, hem kendi hem karsi tarafin özgür iradesini koruyarak duygusal bir iletisim kurabilmesi ve gerçekler üzerine insa edilen dingin ve güvene dayali bir sevgi iliskisi kurmasini önerir. Aksi, varligi yok saymak sayilir; buhran, öfke gibi duygu durumlarina sürükler. Sevgi iletisiminde ilgi ile dinleme, empati kurarak anlama, karsi tarafin karakterini, hassasiyetlerini ve begenilerini ayrintili bir sekilde bilerek mesaj ve geribildirim olusturma gibi göstergelerle iletisim engellerine kapilmadan iki yönlü bir süreç söz konusudur. Çalismanin, iki insanin ötesinde özellikle çiftlerin çocuklarini ve yakin sosyal çevreyi ruhsal ve fiziksel anlamda etkilemesi bakimindan bu önemli sorunsal hakkinda aydinlatici bir katki sunmasi önemli bulunmaktadir. Umulur ki, bu arastirma toplumsal huzur ve baris için meseleyle ilgili daha derinlemesine arastirmalar yapmaya tesvik edici olur.
|
|
|